Zeytin Fidanı
Bir zeytin fidanı diktim dün.
Dalları çiçek açacak, sabırsız bekledim seni.
Bir zeytin fidanı diktim bugün.
Çiçekleri kendinden emin, umutlarıma kefil.
Bir zeytin fidanı dikeceğim yarın.
Gözlerinin bozundan çekirdeği, kalbinden.
Parçalı Bulutlu
Parçalı bulutluyum ben.
Bulutlarımı parçalayan da ben değildim.
Soğuk poyrazlar sarmıştı, öyle soğuk.
Güneş açıyor sanki, kokun gelmiş burnuma.
Affet parçalarımı, bulut olmak istemiştim ben.
Kendime sözüm vardı, seni duyana kadar.
Toprağın ağırlığı bulutlarıma işlemiş.
Her şey fırtınaydı, ben değildim çıkaran.
Şimdi öyle dindim, sessizliğiyle.
Öncesine ne hacet, sonrası bana emanet.
Görmem Yeter
Sorular dolaşır hep kafamda,
Ta ki yüzünü görene kadar.
Ağaçlar kurur sevda ormanımda,
Ta ki gül yüzün gülene kadar.
Kalbimdi benim hep, senin avuçlarında,
Ta ki ellerin benden gidene kadar.
Hüzün kokar begonvil, çiçekleri solduğunda,
Taki o bakışların üstümden geçene kadar.
Bulana Kadar Seni
Bir gün uyansam, çocukluğuma dönsem.
Her gün düşlesem, büyümeyi istesem.
Hayallerimde sallansam, salıncaktan inmesem.
Belki gerçekten istesem, çocukluğuma dönsem
Neden, nereden bunu istiyorum...
Üstünü örttüğüm yerlerden geliyorum.
Öylece geçmişten, seni özlüyorum.
Hislerim derinlerden, yaşamayı bekliyorum.
Doğru sayfalarda, yanlış hep yazılarım.
Heybetli rüzgarlarda, kendimden kaçışlarım.
His tohumlarım atılmış da, ben uzakta kalırım.
Gözyaşlarım yoktur da, pekala kalbime ağlarım.
Satırların Zanlısı
Öfke duyuyorum sana,
Duygularımı gelişigüzel harcamana.
Nereden çıktı şimdi bu fevkalade yüzün?
Unuttum o öfkemi, bastı bitmez bir hüzün.
Bahçemi suluyorum, toprağın dilinde.
Bakmam hiç göğe, tomurcuk verdiğinde.
Yeşilin maviye, doğanın hasretinde.
Bir be kaldım, siyahla beyazın içinde.
Bu gurur nihayetinde, toprağa gömülür.
Yazgının kudretinde, en son kader görür.
İşte bir sabah daha, sonuncusu belki de.
Gecenin benliğinde, yalnız masumlar ölür.
Duyuyorum kalbinin duvarlarını.
Teslim sevgimin damarlarında çarpışını.
Tutsak cesaretinin sitemkar bağlarını.
Göreceksin ya, bir yana ben bir yana dünya.
Gözlerim aşkla, sözlerim sevdayla bakar.
Satırların zanlısı, elbet ahım çıkar.
Gir kollarımın ardına, bakma bu sıcağa.
Yağmurlar inince kalma sola sağa.
Gözlerinde yüzer, sözlerinde boğulurum.
Ah güzelim, ah kanatsız meleğim,
Biraz sabır etsen ömrüne kurulurum.
Yine
Aylardan bir ay yine.
Dingin ruhum çıkmazlarla doldu.
Hep aynı terane döne döne.
Kalbim neden teslim oldu?
O velinimet huzuru arıyorum yine.
Her bir dalım kışa teslim oldu.
İnadım dikine, aklım hep tersine.
O halde ne diye sorarım, umutlarım soldu?
Üflediler bir ruh saçlarım kadar içime.
Lakin kurak kalpte ne saç, ne ruh durdu.
Emanet bir sevda verdiler ellerime.
Alın şunu elimden, içimi yakıp durdu.
Başka Kaderde
Bir Ağustos gecesinde,
Gönlüm mazinin peşinde,
O gün karşına ben çıksam.
Kalbimin tamamı sende.
Zamanın suçu nerede?
Gönül, kaderin elinde,
Ruhum sana ait olsam,
Hani saçlarım göğsünde.
Kahraman senin düşünde,
Bir masum hep isteğinde,
Mazide orada olsam,
Ellerim hep ellerinde.
Kırgınım, başka kaderde,
Talih daima kötüde,
Düşlerde hep sana varsam,
Beni de al, sevgimi de.
Sen Gibi
Gülüşünü görünce içim bir hoş oluyor.
Denize vuran bir akşamüstü güneşi gibi.
Bir bebeğin aidiyet kokusu gibi.
Bir gitarın şevkle titremesi gibi.
Gülüşünü görünce içim bir boş oluyor.
Uçsuz ufuktan yolcu beklemek gibi.
Yağmurun altında ölüp gitmek gibi.
Şahsiyetini teslim etmiş bir gariban gibi.
İşte bu yüzden anlamlı bir çiçek.
Kurutmayı beceremeden seni özlemle.
Bakma lazım her şeye muhtaç gözlerle.
Hani hiç dönüp bakmazsın ya.
Öyle unutmuş gibi.
Pek Açık, Pek Cesurca
Kimisi vardır ya unutmak için tepinen.
Rüyada görmeyim diye uykudan veren.
Armağanın duygusunu tek kalemde silen.
Aşkını reddedip, kalbini toprağa gömen.
İşte ben öyle değilim, başım dikilir aniden.
Cesurca uyuyup acısıyla beselenen.
Armağanın değerini benliğine gömen.
Pek açık, pek cesurca bedenine işleyen.
Aptal Güvercinler
Kuşlar uğruyor mu camına?
Besliyor musun aciz güvercinleri?
Sözüne amade hepsi, güzelliğin aşkına!
Üzme sakın onları, bekliyorlar güzel günleri.
Söylüyorum ya size, gidin ona diye!
Onun gönlü sıcacıktır, bu inadınız niye?
Hepsi gerçek bunların, inanın bu öyküye.
Nolur yardım edin, dönüyorum aşkından deliye.
Çok Açıldı Bu Ara
Otur be karşıma, yakayım bi' sigara.
Ölsem bulamam senden ala manzara.
Söyle kendine şarap, bana da bi' bira.
Yaşıyorum sanıyorum, ama kısa bir ara.
Bi' gün için titrerse, ölsem bile beni ara.
Mezarımdan çıkar gelirim, yaparım bir numara.
Sesini duymayalı ne çok büyüdü bu yara.
Gelsene artık gelsene, ne çok açtın ara.